T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı

GELECEĞİMİZİ AYDINLATACAK EN ÖNEMLİ ADIM: 3. TARIM ORMAN ŞURASI

Yayın Tarihi : 25.11.2019

Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde, Tarım ve Orman Bakanlığınca düzenlenen "3. Türkiye Tarım Orman Şurası" kapanış programında katılımcılara hitap etti.

Şura'nın düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür eden Erdoğan, 15 yıl aradan sonra "ortak akıl buluşması" temasıyla düzenlenen şura boyunca Türk tarımı ve ormancılığı ile ilgili son derece verimli, kapsamlı tartışmalar yapıldığını, sektörün tüm paydaşlarının görüşlerini, eleştirilerini ve geleceğe dair önerilerini özgür bir şekilde ifade imkânı bulduğunu bildirdi.

Erdoğan, şuradaki 21 ayrı çalışma grubunda bitkisel üretimden hayvan sağlığına, desteklemeden gıda güvenliğine, orman hukukundan balıkçılık ürünlerine, tarımda teknolojik dönüşüme kadar çok geniş bir yelpazede kısa, orta ve uzun vadeli stratejilerin belirlendiğini dile getirdi. 

Türkiye'nin tarım ve ormancılığını geliştirmek, sıkıntılarına çözüm bulmak için şuraya 50 binin üzerinde görüş iletildiğini aktaran Erdoğan şöyle devam etti:

"Bunun yanında 81 ilde düzenlenen toplantılara sektörle ilgili 7 bini aşkın insanımız katıldı. Bu özellikleriyle 3. Tarım ve Orman Şurası, şimdiye kadarki en geniş katılımlı şura olarak kayıtlara geçti. Gerek şura sırasında sektör temsilcilerinin gerekse dijital platformlarda halkımızın dile getirdiği her bir görüşün başımızın üzerinde yeri vardır. Biz ülkemize dâhil her meselede istişare kültürüne, danışmaya daima önem veren bir kadroyuz. Bizim için değişmez hüküm, 'Her işinizde istişare ediniz...' Siyasetten ekonomiye, turizmden tarıma kadar her alanda 'Bin bilsen de bir bilene danış' prensibiyle hareket ettik." 

"GELECEĞİMİZİ AYDINLATACAK EN ÖNEMLİ ADIM"

3. Tarım ve Orman Şurası'nın da temel ilkesinin de istişare olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Şura'da alınan kararlar milletimizin, uzmanların, sektör temsilcilerinin ve şu anda bu millet sarayında, özellikle millet evinde sizlerle birlikte bu çalışmayı yapmak, geleceğimizi aydınlatacak en önemli adımdır." ifadesini kullandı.

Uzaktan eleştirmek yerine konuya bizzat müdahil olan, kanaatlerini açık yüreklilikle paylaşan herkese katkıları için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Alınan kararların tarım ve ormancılık sektörümüzün önümüzdeki 5 yılına istikamet çizeceğine inanıyorum. Elbette karar almak önemlidir ama asıl mesele alınan kararları takip edip hayata geçmesini sağlamaktır. Uygulamaya ve politikaya dönüşmeyen her karar, ne kadar güzel, ne kadar güçlü, ne kadar ufuk açıcı olursa olsun havada kalmaya mahkûmdur. Çiftçimizin, üreticimizin, rızkını topraktan çıkaran tarım emekçilerimizin hakkını ancak bu şekilde ödeyebiliriz.

Türk tarım ve çok daha ilerilere taşımak istiyorsak ortak akılla şekillendirdiğimiz şura kararlarını yine ortak bir çabayla uygulamaya koymamız gerekiyor. Tabii tarımcılık, bunun yanında hayvancılık bütün bunlarla beraber, gerek süt ve süt mamullerinde gerek et ve et mamullerinde atılacak adımlarla inanıyorum ki bu sektörde sizler çok ciddi sınavları veriyorsunuz ve vermektesiniz."

"TÜM KARARLARIN TAKİPÇİSİ OLACAĞIM"

Cumhurbaşkanı olarak Türk tarımını geliştirecek, Türk çiftçisinin güçlendirecek tüm kararların yakından takipçisi olacağını vurgulayan Erdoğan, "Evvelki akşam Ziraat Bankası Genel Müdürümüzle de etraflıca görüştüm ve bu görüşmeden sonra da Ziraat Bankamız, inşallah çiftçilerimizle çok daha etraflıca geniş kapsamlı ve kredide bugüne kadar alışılmışın dışında bir dayanışmayı sürdürecektir. Belki de sizlerle ortaklığa girecek bu tür adımları atacak." dedi.

Artık hayvan ithali yapılmasını istemediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Zaten biliyorsunuz bütün bunlarla beraber bu konuda atılmış çok kararlı adımlarımız var. İnşallah Anadolu, 'Ana' olarak her alanda görevini yerine getirecek. Dünyamız, iletişim ve ulaşım teknolojilerinde yaşanan ilerleme sonucunda çok büyük bir dönüşüm geçiriyor. Hayatımızın her alanında teknoloji devriminin olumlu veya olumsuz yansımalarına şahit oluyoruz. 15-20 yıl öncesine kadar üzerinde yeterince durmadığımız iklim değişikliği, obezite, göç, gelir adaletsizliği, kuraklık ve küresel ısınma gibi birçok mesele bugün artık insanlığın ana gündem maddeleri haline geldi.

Coğrafi konumu veya gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun dünyadaki tüm ülkelerin bu sorunlarla bir şekilde yüzleştiğini görüyoruz. İklim değişikliği sadece dünyayı en fazla kirleten gelişmiş devletleri değil Afrika kıtasındaki fakir ülkeler başta olmak tüm insanlığı etkiliyor. Biz de bu olumsuzluklardan etkilenen ülkeler arasındayız. Yüce Allah'ın tüm insanlığa emaneti olan tabiat, özellikle Batılı büyük şirketler eliyle tarihte belki de hiç olmadığı kadar hoyratça kullanılıyor, adeta talan ediliyor.

Verimli tarım alanlarının azaldığı, su kaynaklarının giderek kıtlaştığı, denizlerin kirlendiği, iklimlerin değiştiği, hava olaylarının öngörülemez hale geldiği ürkütücü bir dönemin içindeyiz. Bu yeni dönemin alametifarikalarından biri de toprağın, suyun, tarım alanlarının stratejik öneminin ve rekabetinin artmasıdır. Geçtiğimiz asırda yeraltı kaynakları için yürütülen mücadelenin aynısı bugün tarım alanlarının ve su kaynaklarının kontrolü için veriliyor." 

İktidara geldikleri günden itibaren tarım alanlarının geliştirilmesine, su kaynaklarının korunmasına, orman varlıklarının güçlendirilmesine özel önem verdiklerini aktaran Erdoğan, tarımsal üretimi, ekonomik boyutunun çok ötesinde stratejik bir sektör olarak değerlendirdiklerini vurguladı.

Bundan sonra da aynı hassasiyetle yollarına devam edeceklerine işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Türk tarımını, küresel tarım ve gıda şirketlerinin güdümüne sokacak her türlü teşebbüsün karşısındayız. Tarım topraklarımızın miras yoluyla bölünmesini gelin birlikte engelleyelim. Bakın iktidara geldiğimizden bu yana hep bunun gayreti içerisindeyiz. Bunu engelleyelim istiyoruz. Çünkü özellikle tarımda bu parçalanmayı, bölünmeyi engelleyebildiğimiz zaman hep birlikte ailece de milletçe de güç kazanırız. Çiftçimize her türlü araç-gereç, gübre, tohum desteği verelim. Ürünlerin en iyi şekilde değerlendirilmesini sağlayalım. Bu konuların hepsinin arkasındayız, yanındayız. Ama Türk tarımını küresel şirketlerin sadece kar odaklı çalışan çarkı içinde kesinlikle ezdirmeyeceğiz. Tarımda milli güvenliğimize özellikle öncelik vermeyen her türlü projeye, her türlü dönüşüme, karına-zararına bakmaksızın karşı olduğumuzu altını çizerek bir kez daha ifade etmek istiyorum."

Son 17 yılda Türkiye'ye ekonomide, turizmde, sağlıkta, savunmada nasıl çağ atlatıldı ise tarım ve hayvancılık alanında da Türkiye'yi ilklerle tanıştırdıklarını vurgulayan Erdoğan, tarım sektörünü yılların ihmalinden, öngörüsüzlüğünden kurtarmak için yeni üretim ve destekleme modellerini devreye aldıklarını anımsattı.

"DEVLET YALAN SÖYLEMEZ"

Çiftçilere bugüne kadar toplamda 137,7 milyar lira tutarında tarımsal destek verdiklerini bildiren Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bakın hayali rakamlar söylemiyorum, yaptıklarımızı söylüyorum. Bakanlığımızın 2020 yılı bütçesinin yüzde 54,5'ini tarımsal desteklere ayırdık. Yani bir önceki yıla göre, tarımsal desteklerimizi yüzde 36,7 oranında artırdık. Tarımsal Gayrisafi Yurt İçi Hasılamız, 37 milyar liradan 2018 yılında, bu rakam da çok önemli, 213,3 milyar liraya ulaştı. Şimdi ana muhalefetin başı zaman zaman çıkıyor saçma sapan bir şeyler konuşuyor. Bak buradan şimdi yine açıklıyorum. Benim rakamlarım resmi rakamlardır. Gazete kupürlerinden toplanan rakamlar değildir. Devlet yalan söylemez. Devlet gerçeği söyler, ben de bunu söylüyorum. Biz tarımsal hasılada dünyada yedinci, Avrupa'da ise birinci sıradayız. Fındık, kiraz, incir, kayısı ve ayva üretimde dünya lideriyiz. Dünyanın 195 farklı ülkesine bin 690 tarım ürünü ihraç ediyoruz. Sebzede üretimin talebi karşılama oranı yüzde 107'ye çıktı. Meyve ürünlerinin tamamına, yakınında kendimize yeter durumda olduğumuzu görüyoruz, göreceğiz. CHP Genel Başkanı'nın sürekli istismar ettiği buğday konusunda, göreve geldiğimizde üretimimiz, iç talebi dahi karşılayamazken, şimdi yüzde 112 gibi çok büyük bir oranı yakaladık. Fakat bunlardan anlamaz, buğdayı göster tanımaz. Böyle bir durum var."

Tarımsal ürün ihracatının, 3,7 milyar dolardan 17,7 milyar dolara çıkarıldığını belirten Erdoğan, tarımda dış ticaret fazlasının 4,8 milyar dolar gibi ciddi bir rakama ulaştığına işaret etti.

Topraksız tarım yapılan teknolojik sera sayının, bin 413'e yükseltildiğini dile getiren Erdoğan, modern seralarda üretilen ürünlerin yüzde 90'ının ihraç edildiğini söyledi.

"145 BİN TON OLAN TOHUM ÜRETİM MİKTARI 1 MİLYON TONA ÇIKTI"

Organik ürün sayısının, 150'den 213'e çıkarıldığını ve bu ürünlerin yurt dışına da pazarlanarak, 2018'de 361 milyon dolar gelir elde edildiğini bildiren Erdoğan, şu bilgileri verdi:

"Aynı şekilde, 145 bin ton olan tohum üretim miktarı 1 milyon tona çıktı. 20 yıl önce 'Acaba Avrupa'da, Amerika'da nerede tohum buluruz da biz bunu çiftçimize dağıtırız' diye koşturup duruyorduk. Şimdi neredeyiz? Başka bir adım attık. Tohum ihracatımızı, 11 kat artırarak 102 bin tona, ihracat rakamımızı ise 152 milyon dolara yükselttik. Bu dönemde, alan bazında tarımsal üretimin yerli tohumdan karşılanma oranı ise yüzde 80 oldu. ATA Tohumu Projesi ile ülkemiz gen kaynaklarını oluşturan bitki çeşitlerinin koruma altına alınmasını sağlıyoruz. Bu çok önemli. Dünyanın üçüncü büyük tohum gen bankasını, 250 bin örnek kapasitesiyle Ankara'da hizmete açtık. Bugün itibarıyla gen bankasında 3 bin 400 türe ait 121 bin örnek muhafaza altındadır. Bunun yanında, genç nüfusun köyde yatırım yapması ve tarımsal nüfusun gençleşmesini sağlamak için köye dönüş projesini başlattık. Genç çiftçilerimize kişi başı 30 bin lira tutarında hibe desteğini, 2016-2018 yılları arasında devreye aldık."

Tarım ve hayvancılıkta bu adımları atarken, ormanları da asla ihmal etmediklerinin altını çizen Erdoğan, ülkenin orman alanını ve ağaç servetini çoğaltmak, biyolojik çeşitliliği geliştirmek ve çevreyi korumak için ciddi yatırımlar yaptıklarını belirtti.

"ONLAR YAKARKEN, BİZ DE ONLARIN KOLUNU KIRMAYA DEVAM ETTİK"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu yıl maalesef bölücü terör örgütü, ormanlarımızı yaktığını bizzat itiraf etti. Onlar yakarken, onlar sakallarımızı keserken, biz de işte açık net onların kolunu kırmaya devam ettik. Malum 11. ayın 11'inde, saat 11.00'de, 11 milyon fidanı ve ağacı tüm Türkiye'de diktik. Bu böylece devam edecek." diye konuştu.