T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı

ARILARDA AMERİKAN YAVRU ÇÜRÜKLÜĞÜ HASTALIĞI

Yayın Tarihi : 10.09.2019

Ülkemiz uygun ekolojisi, zengin florası ve arı materyalindeki genetik varyasyonu ile arıcılıkta söz sahibi ülkelerden biri durumundadır. Ülkemizde 10.000'in üzerinde doğal çiçekli bitki türü yetişmektedir. Dünya'da belirlenmiş ballı bitki türlerinin %75'i ülkemizde bulunmaktadır. Her coğrafi bölgemiz arıcılık açısından kendine özgü çok değişik bitki türlerini barındırmaktadır.

Bayburt İl'inin sahip olduğu bitki çeşitliliği ve geniş çayır-mera alanları, kirlenmemiş toprak ve su kaynakları sayesinde arıcılık, çiçek balı ve diğer arıcılık ürünleri sektöründe önemli potansiyelinin olduğu yapılan çalışmalarda ortaya konulmuştur. Yapılan çalışmalar 2011 yılında Bayburt sahip olunan koloni varlığı bakımından Türkiye'de 60. sırada olmasına karşın bal verimliliği bakımından 17. sıradadır. Bu durum ilin bu sektördeki potansiyelini bir kez daha ortaya koymaktadır. Bu çalışmada, arı kolonilerinde ölümlere ve verim düşüklüğüne neden olan bazı parazit ve bakteriyel hastalıkların yayılışının belirlenmesi bunlara karşı uygun tedavi ve korunma yöntemlerinin gerekliliğinin ve öneminin vurgulanması amaçlanmıştır.

HASTALIĞIN TANIMI

Çalışkanlıklarıyla bilinen ve bin bir güçlükle yaptıkları balları her derde deva olan arıları, çeşitli hastalıklar beklemektedir. Bu hastalıklardan bir tanesi de "Amerikan Yavru Çürüklüğü" hastalığıdır.

Amerikan Yavru Çürüklüğü (AYÇ):

Arı larvalarının ölümüne neden olan çok tehlikeli ve bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalığın etmeni Bacillus larvae isimli sporla çoğalan bir bakteridir.Kuvvetli kolonilerde, yeni bulaşmış hastalığın farkına varmak çok zordur. Hastalık ilerledikçe kolonide sürekli bir arı azalması göze çarpar. Önceleri çok istekli ve canlı olarak çalışan koloninin, arıların azalması ile uçuş deliği önündeki canlılığı azalır. Arılar uçuş tahtası üzerinde veya uçuş deliği önünde şaşırmış ve ne yapacağını bilmez bir şekilde isteksizce gezinirler.

HASTALIĞIN TEŞHİSİ:

a)  Başlangıçta sağlıklı olan larva, önce petek gözünün tabanında "C" harfi şeklinde gelişir.

b)  Hastalıklı yavruların rengi önce sarıya daha sonra kahverengiye dönüşür ve yavrular kapalı gözler içerisinde ölürler.

c)  Hastalıklı kolonilerde açık ve kapalı gözler birbirine karışmıştır.

d)  Yavrulu çerçeveler boş, delik ve çökmüştür.

e)  Kapalı gözler içeri çökük ve üstü delik olup mat renklidir.

f)   Kovan kapağı açıldığında, ısıtılmış tutkal kokusu ya da bozuk balık kokusu algılanır.

g)  Çok sayıda yavrusuz göz vardır.

h)  Ölü larva çikolata rengi aldığında bir kibrit çöpü sokulup çekilirse iplik şeklinde 2.5-10 cm kadar uzar.

BAŞLICA BULAŞMA NEDENLERİ;

  1. Sterilize edilmemiş temel petekler,
  2. Hastalıklı kovandan çerçeve alıp sağlam kovanlara verilmesi,
  3. Oğul arıları ile temel petekte kolonilerin birleşmesi,
  4. Hastalık etkeni taşıyan ergin arılar,
  5. Yağmacılık,
  6. Sağlam arıların hastalıklı bölgelere girmesi
  7. Hastalıklı  eski kovanların kullanılması gibi sebepleri sayabiliriz.

HASTALIĞIN TEDAVİSİ:

Amerikan Yavru Çürüklüğü tüm dünya arıcıları için çok tehlikeli bir hastalıktır. Tedavi için kullanılan kimyasallar dikkatli seçilip uygulanmalıdır. Hatalı ilaç uygulamaları balda kalıntı problemi yaratabilir. Amerikan yavru çürüklüğü hastalığı görülür görülmez ilaçla tedavinin yanı sıra "Transmasyon" (dayanıklı kolonilerin oluşturulması) uygulaması da yapılmalıdır.

Hastalık yeni  başlamış ve  hemen  farkına  varılmış  iseilaçla  tedavisi  mümkün olabilmektedir. Bu durumda koloni, dezenfektan olarak kullanılan bazı kimyasal maddelerin yardımı ve ilaç olarak kullanılan bazı antibiyotiklerle tedavi edilebilir. Ancak hastalığın ileri dönemlerinde ilaçla tedavinin yararı yoktur.

Arı hastalıkları için son yıllarda ilaç kullanımı önemli derecede yaygınlaşmıştır. Ancak ilaçların, özellikle, antibiyotiklerin gelişi güzel kullanılması beklenen başarıyı önemli ölçüde etkilemiştir. Zira bazı hastalık yapıcı mikroorganizma türlerinin yaygın ve bilinçsizce kullanılması ilaçlara karşı toleransın artışına yol açtığı gibi dirençli bakteri alttürlerinin de  ortaya çıkışı  kaçınılmaz olmuştur. Bu nedenle ilaç seçiminin özellikle antibiyotik seçiminin yapılmasında hastalık etkenlerinin antibiyotiklere karşı duyarlılık derecelerinin bilinmesinde büyük yarar vardır.

Amerikan Yavru Çürüklüğü (AYÇ) hastalığı ise diğer arı hastalıklarının aksine ileri dönemde Hastalığa sebep olan bakterilerin sporları antibiyotiklere dayanıklı olduğundan bu hastalık antibiyotikle tedavi edilemez!

Bazı arıcılarımız yasak  olmasına  rağmen  arılarında  antibiyotik kullanarak   bu   hastalığı   tedavi   etmeye   çalışsalar da antibiyotiklerin  sporlara  etkilememesinden  dolayı  hastalık tekrar  ortaya  çıkar. Bu  hastalık  ihbarı  mecburi  hastalıklar  arasındadır  ve herhangi  bir  kimyasal  ilaçla  tedavisi  yoktur.  Hastalıktan korunmanın  en  iyi  yolu  koruyucu  tedbirleri  almaktır.

Bu sebeple hastalıkta  en  önemli  korunma yöntemleri;

  1. Hastalık taşıyan kovanlar kesinlikle nakledilmemelidir.
  2. Zayıf  kovanların  birleştirilmesi ve yavrulu  çerçeve  takviyesi gibi işlemler kontrolden sonra yapılmalıdır.
  3. Arıcılıkla  ilgili  bütün  malzemeler  temiz  tutulmalı  ve dezenfekte edilmelidir.
  4. Etrafta   petek   ve   bal   artıkları   bırakılmamalıdır.
  5. Kovanlar kuvvetlendirilmeli, gerektiğinde vitaminli şurup ve kekle  beslenmelidir.  Böylece  arının  direnci  arttırılarak hastalıktan  en  az  miktarda  etkilenmesini  sağlanmalıdır.
  6. Kaynağı  bilinmeyen  ballar  oğullar  ve  koloniler  arılığa sokulmamalı ve şaşırmalar önlenmelidir.

Eğer hastalık  çok  ilerlemişse  kovan  gövdesi  hariç  arılar çerçevelerle birlikte yakılmalıdır.

UNUTMAYIN;

Özellikle Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından bal arıları için bu amaçla ruhsatlandırılmış ve veteriner hekim reçetesi ile satılacak ilaçlar kullanılmak suretiyle ilaçlama yapılmalı ve ilaçlı  mücadeleye  başlamadan  önce  bir Veteriner  Hekime  kesinlikle  danışılmalıdır!